|
Eğer sonu mutlu bitmeyecekse, bana masalların dilinde konuşma ne olur.
Ağlamak gözlerdeki yaşı boşaltır, acın ise hep taze kalır.
Şarkılar yalan söylüyor, ağlatan hiç bir şey güzel değildir. (Alaattin Çağıl)
Eskiden karanlıklardan ve yağmurlardan korkardım şimdi ise yağmurlar gözyaşım oldu, karanlıklar ise sırdaşım oldu.
Kimine git dersin değerli olursun, kimini canından çok seversin gereksiz olursun.
Senin de sevdiğini sanmıştım. Ya da öyle olmasını istediğim için, kendimi buna inandırmıştım.
Sen kalmaya bir neden bulamadın ya, ben ölmeye ne bahaneler bulurum şimdi.
Dün mahkememiz vardı, senin gözlerinle benim kalbim arasında. Senin gözlerin serbest kaldı, benim kalbim ise bir ömür boyu seni sevmeye mahkûm edildi…
Senin olanın yokluğu, bir alev gibi yaktı mı hiç seni?
Hayallerimin suya düşeceğini bilseydim onlara yüzmesini öğretmezdim.
Bazen sadece seninle konuşsun istersin. Ama o herkesle konuşur, sana susar.
Mızıkçılık yapmadan, oyununun kuralına uyup, yalanlarına inanıyormuş gibi yaptım. Devam etmiştim beni sevdiğine inanmaya.
Yüreğim hep gururuyla övündü. Burada gidene dur denilmiyor!
Ne olurdu zamanla geçecek değil de zamanla gelecek deselerdi.
Gel de birbirimizin kadrini bilelim. Çünkü ansızın ayrılacağız birbirimizden.
Havam bozulmaya başladı yine. Gözlerim de dolmaya. Sanırım içimde bir yerlere sen yağdı gece gece.
Serçe kadar yüreğimin, gökyüzü kadar sancısı var bu gece.
Üç yanlışım oldu. Tanıdım, güvendim, inandım! Bir doğrum oldu. Sevdim ama üç yanlış, bir doğruyu sildi.
Bazen insan ‘Seni seviyorum’ diyemez. Sadece ‘Sana da iyi geceler’ demekle yetinir.
Zamana bırakalım her şeyi’ dedi. Ya beni kime bırakacaksın, dedim sustu. Bir daha öldüm.
Olur da bir gün adım geçerse sevgilinle, saklama anlat tüm gerçekleri o benim bir gülümsememle mutlu olurdu bende hep kandırdım falan dersin işte.
|